top of page

                      Gidiyor

Gidiyor
            Elveda demeden
Bulutlu bir günün şafağında
           Çıkarken dağlara
 Sırtlamış mavzerini
            Sarmış kefenini beline
  Bastıkça parçalanıyor
            Ayaklarının altındaki
                  Asırlık kayalar
Ölüme bir soluk kala,
Bir türkü tutturmuş gidiyor
           Ya özgürlük Ya özgürlü diye…

 

                                                                                       20/12/2013
 

            Güneşe doğru

Ömrümüzü şafak rüzgârlarına katar
Sürükleriz kan bulutlularını
Yarım uykulardan vazgeçerek
Teslim etmeyiz geceyi
Kan emici yarasalara
Atarız oltamızı boynuna karanlığın
Var gücümüzle

Çekeriz güneşe doğru…
 

                              15.01.2014

           Susma

                        I

 

Hayır
Susma artık
Yüreğinin sesini dinle
Kaldır başını yosun tutmuş duvarlardan
Gün oldu soğuk kışlara daldık
Gün oldu yazın cehenneminde kavrulduk
Sırtımızdaki yorgun düşlerle
Ne bir karanfil kokusu
Ne de baharda açan bir papatya
Görmedik bahçemizde
Uçan sarı kanaryaları

Güneş sönük
Nehirler bulanık…
Yağmurlar Cılız
Rüzgârlar sessiz
Mevsimler ihanet içinde olur

Sustukça…



 

II

Bu bir yazgı değil
Alnımıza yazılmış
İğrenç bir tuzaktır      
susma!

Küfreder gibi yaşama

Şimdi direnme zamanı
Şimdi oluk oluk akma zamanı
Alanlarda
    Mitinglerde
         Yürüyüşlerde
Birlik olma zamanı
Diren yangınlar âlemindeki çocuk!
Yaşamak direnmektir
Bu kutsal topraklarda
Elleri nasırlı anaların
Gözlerinde bir Işıltıdır direnmek
Direnmektir sana yakışan
Her ölen
Bir daha ölmek ister
Ölmek için bir daha yaşamak
Hayır, susma artık!

 

                                          23/12/2013

            Anlıyor musun

I


Umutlarımızı güneşe sarmışken   
Ölüm bulutlarına tutulduk yarı çıplak
Bazen Sahrada kurak bir çöl    
Bazen içimiz sessiz bir fırtına
    Bazen de Alev püsküren zebanilerdir    
Başımızda uçuşan ateş kuşları
Anlıyor musun?

Gözlerinden kan tüküren
      Çıyanlar sarmış dört yanımızı.
Acıyı soluyoruz
      Savrulan küllerimizden…
Avuçlarımıza düşen
      Gözyaşlarımızı içiyoruz sessizce
Ve

Canlara düşerken ölüm
Kan kırmızı olur mavi düşlerimiz
Anlıyor musun ·?

 

 

II


Yeter artık acı çektirmeyin bize
Bu acıyı daha kaç kez
Giydireceğiz bedenimize
Kaç kez daha kör kuşunlar
Yuva yapacak yüreğimizde
Söyleyin kaçınca kez öleceğiz
     Karanlık zindanlarda
           Yankılanırken çığlıklarımız
 
Güneşten yoksun
    Ateşlere tutsak olmuşuz
Gölgeler ölümü anlatır durur
Susmak

Dar sokaklarda
Yüreğe atılan bir bombadır
Ve zulme alkış tutmaktır
Anlıyor musun


                        04.08.2014

bottom of page