
“Adaletin olmadığı yerde, İnsanlar kendi adaletini yaratır.”
Mehmet ACIOĞLU
Şair ve Yazar
Eyleme gönlümün sultanı tez gel
Sensiz bu yürek yine sancıda
Bugün efkârlıyım gözlerim yolda
Yapraklarım kurudu kalmadı dalda
Eyleme gönlümün sultanı tez gel.
Kalbimi deler geçer her bakışın
Sensiz tadı tuzu yoktur her aşın
Sen yoksan olmasın mezar taşım
Eyleme gönlümün sultanı tez gel.
Kalbimi sana verdim nedenini sorma
Uzaktayım diye başkasına bakma
Eski anılarınla yüreğimi yakma
Eyleme gönlümün sultanı tez gel.
Hasret yangınları düşmüş başıma
Acımıyorum gözlerimden düşen yaşıma
Seni bulmak için başımı vurdum her taşa
Eyleme gönlümün sultanı tez gel.
Gözlerim kapıda beklerim her gece
Sormaktan dilimde kalmadı bir hece
Umudum tükendi gel bir an önce
Eyleme gönlümün sultanı tez gel
Zamana yenik düştü yine sabrım
Esen rüzgarla sana dertlerimi saldım
Bir defa görmek için ömrümü verdim
Eyleme gönlümün sultanı tez gel
Yollarını gözlemek umut oldu bana
Kızsan da bana darılmam sana
Gözümü kırpmadan giderim idama
Eyleme gönlümün sultanı tez gel
Acıoğlu’yum koptu sazımın teli
Durmadı gözlerimdeki yaş seli
Bağırırsam duyar mısın sesimi
Eyleme gönlümün sultanı tez gel
Mehmet ACIOĞLU
30.06.2020
Seviyorum Seni
İnce gülüşler topladım sevdadan yana
Biraz ıslak, biraz asi
Biraz sarı, biraz mavi
Bir martının keskin çığlığı gibi
Coşan bir deniz dalgası gibi
Umudun İnce bir ezgisi gibi
Kilime işlenen bir nakış gibi
Yüreğime işleyen bir nağme gibi
Ben gibi, düşler gibi
Bir çocuğun gözlerindeki umut gibi
Esaretten kurtulmuş özgürlük gibi
seviyorum seni
18.09.2015
Duyar mısınız Beni
Kitaplarım tel örgülere takıldı
Bu şehrin kör sokaklarında
Yaprakları yetim kaldı
Islanmış kaldırım taşlarımda
Bilmem
Duyar mısınız kitaplarımda
Çığlık seslerimi
Göz yaşlarımı görür müsünüz
Dizelerimde
İşte o an
Nasırlı elleriyle
Soğuk bir ölüm içer
Maviye çalan gökyüzü
Islanır ağız dolusu söylenen
Özgürlük türküleri
Martılar derin bir sessizliğe gömülür
Hırçın dalgalar arasında
Kelimeler birer barikat olur
Yüreğime düşen acıya
Ve uçup gider ellerimden
Kaldırım taşlarına düşen
Umutlarım
22/06/2016
Bir şiir söyle
Bana bir şiir söyle
Ezik olmasın duyguları
Başı dik, yüreği pek olsun
Islak olmasın dizeleri
Acının gözyaşlarıyla
Siyah gözlerime hitap etsin
Okurken dolgun dudakların
Bana bir şiir söyle
Seni anlatsın yüreğime
Okurken ellerime düşsün mısraları
Bana seni hatırlatsın kelimeleri
Duyguları sen koksun
Sen koksun ki
Karanlığa gömülen yüreğim
Bu şiirle
Yeniden çarpsın senin için…
02/01/2019
Yeter
Kırlarımızda kan çiçekleri açıyor
Geceleri üstümüzde mermiler geçiyor
Soğuk namlular bize ölüm saçıyor
Yıldızlar utancından ışık saçmıyor
Anaların gözünden eksik olmuyor yaş
Çocukların yüreğinde yanıyor ateş
Ölüm çöküyor üstümüze yavaş yavaş
Devam ediyor hala bu kirli bir savaş
Kanla ıslandı karanfil sokaklar
Top oynamaz oldu artık çocuklar
Geri dönmedi bir daha babalar
Çatlayan dudaklardan yükseldi ağıtlar
Tutup sürüklediler bizi saçlarımızdan
Hakaret ettiler bize durmadan
Ve biz kardeşiz dediler sonradan
Çekip gittiler arkalarına bakmadan
Bu nasıl kardeşlik böyle
Aç ağzını bir kelime de sen söyle
Var mıdır dünyada bir benzeri böyle
Başını kaldır utanmadan bak gözlerime
Artık dursun bu kirli savaş yeter
Gidenlerin acısını çocukları çeker
Barış gelirse insanlar halay çeker
Bir gün gelir namlularda gül biter
10/08/2016
Bir seher vakti
Bir seher vaktiydi
Rüzgar’ın dilinde çığlıklar vardı sessiz
Ve ben çığlıklara astım kendimi
Bulutlar kan ağlarken bu şehrin üstüne
Yine gözyaşı, yine hüzün
Ay yarım uykusunda sessiz
Sessizlik ölüm kokuyor çocuksu
Çocuğun payına düşen ölüm
Ölüm dörtnala koşuyor bedenlerde
Bedenler paramparça
Bir seher vaktiydi
Bir vahşinin elinde
Kırmızı akıyordu ölüm
Ölüm dalga dalga yayılıyordu göğe
Gök gebe çığlıklara
Çığlıklar düşmüş yüreklere
Yürekler yapışmış toprağa
Toprak isyan halinde
Artık gölgeler sarıydı
Zulmün soğuk yüzünde
Bakışları vardı zemheri kokan
Avuçlarıma düşen çığlıklarla
Üşüdüm durdum başucunda
Ve ben utandım, utandım
İnsanlığımdan utandım
Ve yalnızca gözyaşlarım akmadı
Çarmıha gerilmiş gözlerimden
Kin, öfke ve insanlığım aktı
Bir seher vaktiydi
Ölüm bir senfoni gibi yağarken
Çaresizliğim patladı yüzümde
Karanlığa astım umutlarımı o an
Üstüme devrildi duvarlar
Kan ter içinde kaldı düşlerim
Avuçlarımda acı ve keder
Buza çalmış ellerimde bir çocuk
Ellerimde kayıp gidiyor sessiz
Gece dökülürken şafağa
Ben ağlıyorum kaybolan insanlığa
Geride
Soğumuş gözyaşlarım kalıyor
Yıkılmış kaldırım taşlarında
03.07.2015
Ben Bir Mülteciyim
Bakışlarım bir çığlık
Duruşum bir ağıt
Ürkek ve titrek adımlarımla
Yürüyordum umutlarıma
Güneş korkak
Rüzgârlar sessizdi yanı başımda
Gidiyorum artık
Yerimi yurdumu geride bırakarak
Belki de son görüşüm olacak
Alevler içinde yanan memleketimi
Kalbura dönmüş sokaklarda
Gördükçe çocuk cesetlerini
Alevlenir kirpik uçlarım
Avuçlarıma düşer gözyaşlarım
Cehennemi yaşayan gözlerimden
İçime kan yağmurları yağıyor
Sesim bir çığlık olmuş
Yankılanıyor bütün kıtalarda
Cayır cayır yanarken bedenim
Tutan olmadı ellerimden
Ve herkes
Bir şeyler kopardı yüreğimden
Hiç acımadan
Şimdi susuyor dünya, yanıyor şehirler
Ölüyor memleketim
Sarı sıcak düşler içinde
Dört yanımdan vurulmuşum
Kan akmaz bedenimden
Yalnızlık korku çemberi olmuş
Geçmiş boynuma
Yaralı yüreğimi elime almış
Gidiyorum rüzgârın götürdüğü yere
Ay karanlık, yıldızlar çaresizdi
Başımın üstünde
Bir yanık ezgi gibi
Patlıyordu yüzümde
Geceyi yaran çocuk çığlıkları
Bir ananın dilinde
Ağıtlara teslim olmuş yüreğim
Olmayan bir umuda gidiyorum
Arkamda ölüm, acı
Ve yıkılmış bir memleket bırakarak
Bir mülteci düşüydü benimki zaten
Kırık, dökük ve yalnız
Artık aramayın beni
Ya bir denizde boğulmuş
Bedenimle kıyıları süslüyor olacağım
Ya da karlı bir dağın yamacında
Donmuş gözbebeklerimle
Gökyüzünü seyrediyor olacağım
Çünkü ben bir mülteciyim
17.01,2017
Siyah Gözlüm
bu kez de sana yakışanı veremedik
Siyah gözlüm
dağılan saçlarını öremedik
yaralı parmaklarımızla
kaldıramadık başlarımızı
avuçlarımızın içinden
sana kol kanat olamadık
uçuramadık karanlıklardan aydınlıklara
merhem olamadık
yüreğindeki tane tane dökülen acıya
adalet senin
siyah gözlerine gömüldü bugün
yine yapayalnız kaldım
bu uyuyan tipik bir Ortadoğu şehrinde
yüreğimim orta yerindeki sancı
gittikçe artıyor
kabarıyor göğsüm acıdan
gözyaşlarım sana değil
dinmeyen bu zulme akıyor
siyah gözlüm
Tek tesellim doğacak güneşten
bir şeyler koparıp
karanlıkları aydınlatmaktı senin için
Bilemezdim kızgın güneş altında
ayazlara yakalanacağımı
o siyah gözlerinin hatırı için
inadına inadına yürüyeceğim
celladının üstüne
Tüküreceğim suratına
en öfkeli halimle
var mıdır ölümden öte yol
zulme alkış tutacaksam
varsın beni de bulsun onurlu ölüm
zaten geceler karanlıktı
gündüzleri de artık senin gözünde
karanlıklara gömdük
hem de zifiri karanlıklara
poyrazlara astım umutlarımı
sen gittin gideli
oysa bir yağmur damlası gibi
düşmüştün yüreğime
baharı yaşamıştı
ayaza çalan kalbim seninle
01.08.2020
Memleketimin İnsanları
Şiir Kitabı





