top of page

Eyleme gönlümün sultanı tez gel
 

Sensiz bu yürek yine sancıda
Bugün efkârlıyım gözlerim yolda
Yapraklarım kurudu kalmadı dalda
Eyleme gönlümün sultanı tez gel.

 

Kalbimi deler geçer her bakışın
Sensiz tadı tuzu yoktur her aşın
Sen yoksan olmasın mezar taşım
Eyleme gönlümün sultanı tez gel.

 

Kalbimi sana verdim nedenini sorma
Uzaktayım diye başkasına bakma
Eski anılarınla yüreğimi yakma
Eyleme gönlümün sultanı tez gel.

 

Hasret yangınları düşmüş başıma
Acımıyorum gözlerimden düşen yaşıma
Seni bulmak için başımı vurdum her taşa
Eyleme gönlümün sultanı tez gel.

Gözlerim kapıda beklerim her gece
Sormaktan dilimde kalmadı bir hece
Umudum tükendi gel bir an önce
Eyleme gönlümün sultanı tez gel

 

Zamana yenik düştü yine sabrım
Esen rüzgarla sana dertlerimi saldım
Bir defa görmek için ömrümü verdim
Eyleme gönlümün sultanı tez gel

 

Yollarını gözlemek umut oldu bana
Kızsan da bana darılmam sana
Gözümü kırpmadan giderim idama
Eyleme gönlümün sultanı tez gel

 

Acıoğlu’yum koptu sazımın teli
Durmadı gözlerimdeki yaş seli
Bağırırsam duyar mısın sesimi
Eyleme gönlümün sultanı tez gel



 

                          Mehmet ACIOĞLU
                               30.06.2020

         Seviyorum Seni

İnce gülüşler topladım sevdadan yana
Biraz ıslak, biraz asi
Biraz sarı, biraz mavi
Bir martının keskin çığlığı gibi
Coşan bir deniz dalgası gibi
Umudun İnce bir ezgisi gibi
Kilime işlenen bir nakış gibi
Yüreğime işleyen bir nağme gibi
Ben gibi, düşler gibi
Bir çocuğun gözlerindeki umut gibi
Esaretten kurtulmuş özgürlük gibi
seviyorum seni

                                    18.09.2015

 

Duyar mısınız Beni

Kitaplarım tel örgülere takıldı
      Bu şehrin kör sokaklarında
Yaprakları yetim kaldı
       Islanmış kaldırım taşlarımda

Bilmem
Duyar mısınız kitaplarımda
Çığlık seslerimi
Göz yaşlarımı görür müsünüz
       Dizelerimde
          

İşte o an
Nasırlı elleriyle
      Soğuk bir ölüm içer
            Maviye çalan gökyüzü
Islanır ağız dolusu söylenen
    Özgürlük türküleri
Martılar derin bir sessizliğe gömülür
    Hırçın dalgalar arasında
Kelimeler birer barikat olur
     Yüreğime düşen acıya
Ve uçup gider ellerimden
Kaldırım taşlarına düşen
       Umutlarım


 

                                      22/06/2016

Bir şiir söyle

 

Bana bir şiir söyle
Ezik olmasın duyguları
Başı dik, yüreği pek olsun
Islak olmasın dizeleri
     Acının gözyaşlarıyla
Siyah gözlerime hitap etsin
Okurken dolgun dudakların

 

Bana bir şiir söyle
Seni anlatsın yüreğime
Okurken ellerime düşsün mısraları
Bana seni hatırlatsın kelimeleri
Duyguları sen koksun
Sen koksun ki
Karanlığa gömülen yüreğim
Bu şiirle
Yeniden çarpsın senin için…
    

                      02/01/2019

Yeter

Kırlarımızda kan çiçekleri açıyor
Geceleri üstümüzde mermiler geçiyor
Soğuk namlular bize ölüm saçıyor
Yıldızlar utancından ışık saçmıyor

 

Anaların gözünden eksik olmuyor yaş
Çocukların yüreğinde yanıyor ateş
Ölüm çöküyor üstümüze yavaş yavaş
Devam ediyor hala bu kirli bir savaş

Kanla ıslandı karanfil sokaklar
Top oynamaz oldu artık çocuklar
Geri dönmedi bir daha babalar
Çatlayan dudaklardan yükseldi ağıtlar

 
Tutup sürüklediler bizi saçlarımızdan
Hakaret ettiler bize durmadan
Ve biz kardeşiz dediler sonradan
Çekip gittiler arkalarına bakmadan

Bu nasıl kardeşlik böyle
Aç ağzını bir kelime de sen söyle
Var mıdır dünyada bir benzeri böyle
Başını kaldır utanmadan bak gözlerime

Artık dursun bu kirli savaş yeter
Gidenlerin acısını çocukları çeker
Barış gelirse insanlar halay çeker
Bir gün gelir namlularda gül biter

                          
                                10/08/2016

Bir seher vakti

Bir seher vaktiydi
Rüzgar’ın dilinde çığlıklar vardı sessiz
Ve ben çığlıklara astım kendimi
      Bulutlar kan ağlarken bu şehrin üstüne
Yine gözyaşı, yine hüzün
Ay yarım uykusunda sessiz
Sessizlik ölüm kokuyor çocuksu
Çocuğun payına düşen ölüm
Ölüm dörtnala  koşuyor bedenlerde
Bedenler paramparça

Bir seher vaktiydi
Bir vahşinin elinde
      Kırmızı akıyordu ölüm
Ölüm dalga dalga yayılıyordu göğe
Gök gebe çığlıklara
Çığlıklar düşmüş yüreklere
Yürekler yapışmış toprağa
Toprak isyan halinde




Artık gölgeler sarıydı 
Zulmün soğuk yüzünde
Bakışları vardı zemheri kokan
  
Avuçlarıma düşen çığlıklarla
       Üşüdüm durdum başucunda
Ve  ben utandım, utandım
İnsanlığımdan utandım
Ve yalnızca gözyaşlarım akmadı
Çarmıha gerilmiş gözlerimden
   Kin, öfke ve insanlığım aktı

Bir seher vaktiydi
Ölüm bir senfoni gibi yağarken
        Çaresizliğim patladı yüzümde
Karanlığa astım umutlarımı o an
Üstüme devrildi duvarlar
Kan ter içinde kaldı düşlerim
Avuçlarımda  acı ve keder
Buza çalmış ellerimde bir çocuk
Ellerimde kayıp gidiyor sessiz
Gece dökülürken şafağa
Ben ağlıyorum kaybolan insanlığa
Geride
Soğumuş gözyaşlarım kalıyor
Yıkılmış kaldırım taşlarında
                                
                             03.07.2015


 

Ben Bir Mülteciyim
 

Bakışlarım bir çığlık
        Duruşum bir ağıt
Ürkek ve titrek adımlarımla
Yürüyordum umutlarıma
Güneş korkak 
     Rüzgârlar sessizdi yanı başımda
Gidiyorum artık
    Yerimi yurdumu geride bırakarak
Belki de son görüşüm olacak
    Alevler içinde yanan memleketimi
Kalbura dönmüş  sokaklarda
   Gördükçe çocuk cesetlerini
      Alevlenir kirpik uçlarım
          Avuçlarıma düşer gözyaşlarım
               Cehennemi yaşayan gözlerimden
 İçime kan yağmurları yağıyor
      Sesim bir çığlık olmuş
           Yankılanıyor bütün kıtalarda
Cayır cayır yanarken bedenim
Tutan olmadı ellerimden
  Ve herkes
       Bir şeyler kopardı yüreğimden
             Hiç acımadan
Şimdi susuyor dünya, yanıyor şehirler
Ölüyor memleketim
        Sarı sıcak düşler içinde

Dört yanımdan vurulmuşum
Kan akmaz bedenimden
Yalnızlık korku çemberi olmuş
      Geçmiş boynuma
Yaralı yüreğimi elime almış
Gidiyorum rüzgârın götürdüğü yere
Ay karanlık, yıldızlar çaresizdi
      Başımın üstünde
Bir yanık ezgi gibi
    Patlıyordu yüzümde
          Geceyi yaran çocuk çığlıkları
Bir ananın dilinde
Ağıtlara teslim olmuş yüreğim
Olmayan bir umuda gidiyorum
    Arkamda ölüm, acı
         Ve yıkılmış bir memleket bırakarak
Bir mülteci düşüydü benimki zaten
   Kırık, dökük ve yalnız
Artık aramayın beni
Ya bir denizde boğulmuş
    Bedenimle kıyıları süslüyor olacağım
Ya da karlı bir dağın yamacında
    Donmuş gözbebeklerimle
       Gökyüzünü seyrediyor olacağım 
Çünkü ben bir mülteciyim

                            17.01,2017

 

Siyah Gözlüm

 

bu kez de sana yakışanı veremedik
        Siyah gözlüm
dağılan saçlarını öremedik
        yaralı parmaklarımızla
kaldıramadık başlarımızı
        avuçlarımızın içinden
sana kol kanat olamadık
       uçuramadık karanlıklardan aydınlıklara
merhem olamadık
       yüreğindeki tane tane dökülen acıya

adalet senin
     siyah gözlerine gömüldü bugün
yine yapayalnız kaldım
     bu uyuyan tipik bir Ortadoğu şehrinde
yüreğimim orta yerindeki sancı
      gittikçe artıyor
          kabarıyor göğsüm acıdan
gözyaşlarım sana değil
     dinmeyen bu zulme akıyor
          siyah gözlüm

Tek tesellim doğacak güneşten
       bir şeyler koparıp
          karanlıkları aydınlatmaktı senin için
Bilemezdim kızgın güneş altında
    ayazlara yakalanacağımı
o siyah gözlerinin hatırı için      
     inadına inadına yürüyeceğim
            celladının üstüne
Tüküreceğim suratına
      en öfkeli halimle
var mıdır ölümden öte yol
    zulme alkış tutacaksam
       varsın beni de bulsun onurlu ölüm

zaten geceler karanlıktı
  gündüzleri de artık senin gözünde
         karanlıklara gömdük
             hem de zifiri karanlıklara
poyrazlara astım umutlarımı
       sen gittin gideli
oysa bir yağmur damlası gibi
     düşmüştün yüreğime
baharı yaşamıştı
       ayaza çalan kalbim seninle

 

                          01.08.2020

Unknown Track - Unknown Artist
00:0000:00

Memleketimin İnsanları
Şiir Kitabı

bottom of page