
“Adaletin olmadığı yerde, İnsanlar kendi adaletini yaratır.”
Mehmet ACIOĞLU
Şair ve Yazar
Yere batsın senin insanlığın
Ağladığımda yalnız kalıyorsam
Avuçlarımda ateş yakıyorsam
Ve sen bunu umursamıyorsan
Yere batsın senin insanlığın
İhaneti bir taç yapmışsan başına
Çocuk çığlıkları anlamsızsa kafanda
Türküler sessiz kalmışsa yaşamında
Yere batsın senin insanlığın
Kol kola girmişsin aç kurtlarla
Dalmışsın halkının sofrasına
Yaşıyorsan hala bu dünyada
Yere batsın senin insanlığın
Sömürüyorsan emeğin alın terini
Bastığın yerlerde yangınlar âlemi
İnsanlık onuruna uzatıyorsan dilini
Yere batsın senin insanlığın
Dünyadaki zulümlerden yanaysan
Alanlarda, mitinglerde sen yoksan
Herkes içerideyken sen dışarıdaysan
Yere batsın senin insanlığın
Doldur yüreğini barıştan yana
Haykır çığlıklarını haktan yana
Daha da gelmezsen doğru yola
Yere batsın senin insanlığın
05.03.2014
Sevda Türküleri
Çöker başıma karanlık
Gecenin yalnızlığında
Kar kokar
Hasretlik kokar
Penceremin manzarası
Beklerken gözlerim şafağı
Ok olur
Mermi olur
Saplanır yüreğime
Sevda türküleri
01.03.1990
Tanık
Bir an gelir ki
Mavzerler kaleme dönüşür
Dayanır alnına
İhanetin
Namussuzluğun
Alçaklığın
Gerçekler
Birer ilmek olur
Takılır boynuna
Tarihi kara yazanların
Ve insanlığa
Tanıklık yapar
Patlamaya hazır bir bomba gibi
Raflarda duran
Tozlu kitaplar…
03.12.1992
Uyan Be Çocuk
Dillerin sustuğu anlarda
Gözlerden çığlıklar yükselir
Yarı ağlamaklı
Önce bir kıvılcım düşer yüreğine
Sonra kalbine vurur alevleri
Ve an gelir çığlıklar Yankılanır dağlarda
Yakar bütün yürekleri
Suskun gözyaşların arasında
Buza çalmış bakışların düşer
Kana doymamış toprağa
Yetim kalır gülüşlerim
Sahile vuran küçük bedeninde
Bilirim,
Kuşlar kanat çırpmaz
Yakamozlar ışıldamaz
Bebeklerin öldüğü sahillerde
Kurt, çakal gözleri parlarken
Sinsi pusularda
Düşer çocuk düşlerin
Yorulmuş bedeninden
O an yüreğim bir parça barut
Çirkefin göbeğine düşer umutlarım
Ve zifiri sancılar yeşerirken içimde
Hiçbir alfabenin yazamadığı
Acılar dökülür bedenimden
Ve adım yazılır
Eşkâlim çizilir sokak başlarına
Kaçak adımlarlarla ezerim kaldırım taşlarını
Ve hep bir yanım üşür
Avuçlarıma yağan karda
Ve hep bir yanım yaralı
Bitmeyen bir kavganın içinde
Geride, kana bulanmış
Nemli duvarlar kalır yüreğimde
Şimdi,
Kızgın güneşin bakışları arasında
Oturmuş buruk gözyaşlarımı içiyorum
Özledim ince gülüşlerini be çocuk
Dilimin ucunda küfre dönüyor bu yaşam
Duvarda iki yüzlü isyan çığlıkları
Ölüm kadar solgun ve yakıcı
Kan gülleri açıyor gamzeli yanağında
Dokunmak isterken bedenine
Bir çiğ gibi çöküyor üstüme
Donmuş gözbebeklerin
Belli ki vurulmuştu umutların
Güneşe küsmüşsün
Ayaza çalmış bakışlarınla
Oysa ben,
Seninle baharı yaşamak isterdim
Maviye çalan minik gözlerinde
08.09.2015
Mehmet Acıoğlu
Gidenlerin ardından
I
İnsanlık bir daha gömüldü yerin altına
Hem de yüzlerce metre…
Ölüm karanlığı çöktü o gece
Acının rengi siyah… simsiyahtı
Her geçen zaman
Alıp götürdü umutları
Ve her evden bir ışık söndü
Bir daha yanmamak üzere
Bedenlerinde tutuşan alevler
Aydınlattı kömürü karanlıkta
Umutlar bir çığlık olup yayıldı
Gömüldü kömür karasına sessizce
II
Avuçlar kan ter içindeyken
yüreklerden döküldü salkım salkım acılar
Çıkarılırken yer altından ince bedenler
Çığlıklar bir ıslık oldu çatlayan dudaklarda
Göçüklerin altında kaldı çocukların düşleri
alevler sardı ufak bedenleri
Avuçlarında biriktirdiği acılarını
İçtiler gecenin sessizliğinde
Artık hiçbir kömür ısıtamazdı
Onların küçük yüreklerini
Çünkü ölen onun babasıydı
Umuduydu, ekmeğiydi, geleceğiydi
III
Vurulan her kazma
Özgür bir gelecek içindi
Namus, onur, ekmek içindi
Çocuğunun umuduna umut içindi
Ve ölüme bir adım yaklaşmak içindi
Artık söyledikleri umut türküleri
Acı bir çığlığa dönüşmüştü yer altında
Sehpada bekleyen idam mahkûmu gibi
Tekmelediler sandalyeyi zifiri karanlıkta
Bindiler rüzgârın kanatlarına
Yol aldılar sonsuzluğa
Geride acılı izler bırakarak
( Soma Anısına)
15.05.2014
Mehmet Acıoğlu
Memleketimin İnsanları
Şiir Kitabı
