top of page

Yere batsın senin insanlığın

Ağladığımda yalnız kalıyorsam
Avuçlarımda ateş yakıyorsam
Ve sen bunu umursamıyorsan
Yere batsın senin insanlığın

 

İhaneti bir taç yapmışsan başına
Çocuk çığlıkları anlamsızsa kafanda
Türküler sessiz kalmışsa yaşamında
Yere batsın senin insanlığın

Kol kola girmişsin aç kurtlarla
Dalmışsın halkının sofrasına
Yaşıyorsan hala bu dünyada
Yere batsın senin insanlığın


Sömürüyorsan  emeğin alın terini
Bastığın yerlerde yangınlar âlemi
İnsanlık onuruna uzatıyorsan dilini
Yere batsın senin insanlığın

Dünyadaki zulümlerden yanaysan
Alanlarda, mitinglerde sen yoksan
Herkes içerideyken sen dışarıdaysan
Yere batsın senin insanlığın

Doldur yüreğini barıştan yana
Haykır çığlıklarını haktan yana
Daha da gelmezsen doğru yola
Yere batsın senin insanlığın

                      
                                               05.03.2014

 

Sevda Türküleri

Çöker başıma karanlık
Gecenin yalnızlığında
Kar kokar
Hasretlik kokar
Penceremin manzarası
Beklerken gözlerim şafağı
Ok  olur
Mermi olur
Saplanır yüreğime
      Sevda türküleri

 

            01.03.1990

    Tanık

Bir an gelir ki
Mavzerler kaleme dönüşür
Dayanır alnına
İhanetin
        Namussuzluğun
                Alçaklığın
Gerçekler
Birer ilmek olur
Takılır boynuna
    Tarihi kara yazanların
Ve insanlığa
Tanıklık yapar
Patlamaya hazır bir bomba gibi
Raflarda duran
    Tozlu kitaplar…

 

                        03.12.1992

Unknown Track - Unknown Artist
00:0000:00

        Uyan Be Çocuk

Dillerin sustuğu anlarda
       Gözlerden çığlıklar yükselir
                  Yarı ağlamaklı
Önce bir kıvılcım düşer yüreğine
        Sonra kalbine vurur alevleri
Ve an gelir çığlıklar Yankılanır dağlarda 
        Yakar bütün yürekleri

Suskun gözyaşların arasında
      Buza çalmış bakışların düşer
                Kana doymamış toprağa
Yetim kalır gülüşlerim
      Sahile vuran küçük bedeninde

Bilirim,
Kuşlar kanat çırpmaz
    Yakamozlar ışıldamaz
           Bebeklerin öldüğü sahillerde
Kurt, çakal gözleri parlarken
Sinsi pusularda
 Düşer çocuk düşlerin
     Yorulmuş bedeninden
O an yüreğim bir parça barut
Çirkefin göbeğine düşer umutlarım
Ve zifiri sancılar yeşerirken içimde
     Hiçbir alfabenin yazamadığı
             Acılar dökülür bedenimden



Ve adım yazılır
Eşkâlim çizilir sokak başlarına
Kaçak adımlarlarla ezerim kaldırım taşlarını
Ve hep bir yanım üşür
     Avuçlarıma yağan karda
Ve hep bir yanım yaralı
   Bitmeyen bir kavganın içinde
Geride, kana bulanmış
     Nemli duvarlar kalır yüreğimde

 

 


Şimdi,
 Kızgın güneşin bakışları arasında
Oturmuş buruk gözyaşlarımı içiyorum
Özledim ince gülüşlerini be çocuk
Dilimin ucunda küfre dönüyor bu yaşam
Duvarda iki yüzlü isyan çığlıkları
Ölüm kadar solgun ve yakıcı
Kan gülleri açıyor gamzeli yanağında
Dokunmak isterken bedenine
Bir çiğ gibi çöküyor üstüme
Donmuş gözbebeklerin
Belli ki vurulmuştu umutların
Güneşe küsmüşsün
       Ayaza çalmış bakışlarınla
Oysa ben,
Seninle baharı yaşamak isterdim
      Maviye çalan minik gözlerinde

                           08.09.2015
         
                                         Mehmet Acıoğlu

          Gidenlerin ardından

I

İnsanlık bir daha gömüldü yerin altına
Hem de yüzlerce metre…
Ölüm karanlığı çöktü o gece
Acının rengi siyah… simsiyahtı
Her geçen zaman
Alıp götürdü umutları
Ve her evden bir ışık söndü
Bir daha yanmamak üzere
Bedenlerinde tutuşan alevler
Aydınlattı kömürü karanlıkta
Umutlar bir çığlık olup yayıldı
Gömüldü kömür karasına sessizce


II

Avuçlar kan ter içindeyken
yüreklerden döküldü salkım salkım acılar
Çıkarılırken yer altından ince bedenler
Çığlıklar bir ıslık oldu çatlayan dudaklarda
Göçüklerin altında kaldı çocukların düşleri 
alevler sardı ufak bedenleri
Avuçlarında biriktirdiği acılarını
İçtiler  gecenin sessizliğinde
Artık hiçbir kömür ısıtamazdı
Onların küçük yüreklerini
Çünkü ölen onun babasıydı
Umuduydu, ekmeğiydi, geleceğiydi

 


III

Vurulan her kazma
Özgür bir gelecek içindi
Namus, onur, ekmek içindi
Çocuğunun umuduna umut içindi
Ve ölüme bir adım yaklaşmak içindi

Artık söyledikleri umut türküleri
Acı bir çığlığa dönüşmüştü yer altında
Sehpada bekleyen idam mahkûmu gibi
Tekmelediler sandalyeyi zifiri karanlıkta
Bindiler rüzgârın kanatlarına
Yol aldılar sonsuzluğa
Geride acılı izler bırakarak
                       ( Soma Anısına)

                                     15.05.2014

                                                          Mehmet Acıoğlu

Memleketimin İnsanları
Şiir Kitabı

bottom of page